
Hâcegî İmkenegî (ks)
22
Bu sayfada yer alan bilgiler Prof. Dr. Kadir Özköse ve Prof. Dr. Halil İbrahim Şimşek tarafından yayına hazırlanan “Altın Silsile’den Altın Halkalar” kitabından alınmıştır.
Hâcegî Muhammed İmkenegî (ks)
Hâcegî İmkenegî, 918/1512’de babası ve şeyhi olan Derviş Muhammed’in ikâmet ettiği İmkene’de doğdu.[1] Zâhirî ilimlere dair tahsilini babasından ve bölgedeki diğer âlimlerden tahsil etti.
Daha sonra ilmî yeterliğini artırmak için Semerkand ve Buharâ âlimlerinden dersler okudu. Muhammed Zâhid’den başladığı mânevî terbiye ve eğitimini babası Derviş Muhammed’in gözetiminde devam ettirerek seyr u sülûkünü tamamlayıp ondan tarikatta hilafet ve irşad icazeti aldı.[2]
Döneminin Şeybânî hükümdarı Abdullah Han (yönetim dönemi: 991-1006/1583-1598) ile Muhammed İmkenegî arasında yakın bir dostluk vardır. Biri yönetici diğeri sûfî olan bu iki zât arasında böyle bir yakınlığın oluşmasına Abdullah Han’ın gördüğü bir rüyanın vesile olduğu kaydedilmektedir.
Abdullah Han rüyasında Hz. Peygamber(sav)’in konağına gittiğini ve o binanın kapısındaki bir zât dışarıda bekleyen insanların durumlarını içeriye arz edip dışarıya haber getirdiğini gördü. Bir süre böylece durumu izlerken o zât Hz. Peygamber(sav)’in makamından getirdiği kılıcı Abdullah Han’ın beline bağladı.
Uyandığında gördüğü rüyadan oldukça etkilenen Abdullah Han oradaki zâtı aramaya başladı. Daha sonra etrafında anlatılanlar ve kendisine gelen bilgilere göre bu zâtın Hâcegî İmkenegî olduğunu düşündü.
Onunla görüşüp hürmet gösterdi ve ona iltifat etti. İmkenegî’ye bazı maddî değeri yüksek hediyeler vermek istedi. Ancak Hâcegî İmkenegî onun gönderdiği hediyeleri kabul etmedi. Fakat hediyeleri kabul ettirmekte ısrarcı olan Abdullah Han “Allah(cc)’a, Resûlüne ve sizden olan ulu’l-emre/yöneticiye itaat edin.” (Nisa, 4/59) âyet-i kerimesini okuyarak onu ikna etti.
Bu olaydan sonra adı geçen iki zât arasında sürekli bir dostluk oluştu.[3] Hâcegî İmkenegî’nin belli bir düzeyde Abdullah Han’dan sonraki yöneticilerle de ilişkisi oldu.
Hâcegî İmkenegî’nin tekke kurmadığı ve sohbetlerini mescidde yaptığı rivayet edilmektedir. Dinî emirlere ve yasaklara riayet etme konusunda çok hassas olan İmkenegî cehrî/sesli zikir, semâ ve deverana müsaade etmediği gibi meclisinde Mesnevî’den metinler okumak isteyen müridlerine de izin vermeyerek hadis kitabı okumalarını istemiştir.
Kasanîlerle[4] arasında meydana gelen gerginlikte onların semâya taraftar olmaları, Mesnevî okumaları ve bazen sesli zikir yapmalarının etkili olduğu söylenebilir.
Hâcegî İmkenegî, 90 yaşındayken 22 Şaban 1008/8 Mart 1600’de vefat etti ve İmkene’ye defnedildi.[5]
Kaynaklar:
[1] Kevserî, İrgâmu’l-merîd, s. 68; Tosun, Bahâeddîn Nakşbend, s. 193
[2] el-Kazanî, Nefâisü’s-sânihât, s. 6; Kevserî, İrgâmu’l-merîd, s. 68.
[3] Tosun, Bahâeddîn Nakşbend, s. 193.
[4] Kâsâniyye: Kâdı Muhammed’in halifelerinden Ahmed Kâsânî’ye (ö.949/1542) nisbet edilen bir Nakşbendiyye koludur. Necdet Tosun, “Kâsâniyye”, DİA, c. 14, ss. 532-534.
[5] Kevserî, İrgâmu’l-merîd, s. 68; el-Kazanî, Nefâisü’s-sânihât, s. 7; Tosun, Bahâeddîn Nakşbend, s. 196.

Önceki Halka
Derviş Muhammed İmkenegî (ks)
