Altın Silsile'den Altın Halkalar

Image hover effect image

Es-Seyyid
Hamid Hamidettin Ateş (ks)

40

Bu sayfada yer alan bilgiler Prof. Dr. Kadir Özköse ve Prof. Dr. Halil İbrahim Şimşek tarafından yayına hazırlanan “Altın Silsile’den Altın Halkalar” kitabından alınmıştır.

Es-Seyyid Hamid Hamidettin Ateş (ks)

Es-Seyyid Hamideddin Ateş Efendi 18.08.1960 tarihinde Darende’nin Zaviye Mahallesi’nde dünyaya geldi. Muhterem babası Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi, annesi Hacı Naciye Hanımdır.

İlk, orta ve lise öğre­ni­mi­ni Daren­de’de tamamladı. 04.04.1987 tarihinde Afşin eşrafından Pa­lak­oğul­la­rı’n­dan Mehmet Efendinin ke­ri­me­si Ayşe Hanım­la evlendi. Bu ev­lilikten bir erkek, üç kız evlâdı dün­yaya geldi (Osman Hulûsî 1989, Na­ciye 1994, Nec­miye Sultan 1997, Zey­nep 2002).

Çocukluk yıllarından itibaren Osman Hulûsi Efendi’nin özel ihtimam ve gayretleri ile yetiştirilip babasının yük­sek ah­lâk ve seciyesini, hiz­met anla­yı­şı­nı yaşayarak öğrendi.

1979 yılında Elbistan Müftüsü merhum Ahmet Bilici’den Arapça tahsil etti. Askerlik vazifesinden sonra İstanbul Bâyezîd Camii imam-hatibi merhum İsmail Biçer Hocadan Kur’an-ı Kerim üzerine ta’lim ve terbiye dersle­ri­ne devam et­ti. Aynı dönemde İstanbul emekli müftüsü Abdurrahman Şeref Güzelya­zı­cı Hocanın talebesi Yûsuf Deniz Hocadan Arapça’ya dair dersler aldı.

Malatya İmam Hatip Lisesi’ni dışardan bitirdikten sonra, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açmış olduğu imam-hatiplik imtihanında başarı göstererek 1986’da Sivas il merkezinde Selim Ağa Camii’nde gö­reve başladı.

1987’de Darende Zâimoğlu Çarşı Câmii’ne tayin oldu ve burada bir yıl kadar görev yaptıktan sonra babası Osman Hulusi Efendi’nin emekli olması üzeri­ne Darende Şeyh Hâmid-i Velî (Somuncu Baba) Câmii imam-hatipliğine atandı. Emekli olduğu 2014 yılına kadar Şeyh Hâmid-i Velî Somuncu Baba Camii İmam-Hatibi olarak görev yapmıştır.

Osman Hulûsi Efendi hayatta iken birçok sohbetinde yerine mânevî vâris olarak Hamid Hamideddin Efendi‘yi bıraka­cağını ya îma etmiş ya da ce­miyet müsait ise açıkça beyan etmiştir. Çeşitli sohbet or­tamlarında: “Ha­mid’i­mizi yetiştiri­yo­ruz.” ve­ya “Ecdâdımız Şeyh Hâmid-i Velî Haz­ret­leri’ne ve ihvana hiz­met etmek üzere Ha­mid’imin yetişme­si için çalışıyoruz, inşaal­lah.” demiştir. Hamid Hamideddin Efendi gönül dostları arasında Hamideddîn-i Sânî ve Şerif Hamideddin-i Ümmî adlarıyla da tanınmaktadır.  

Osman Hulûsi Efendi­nin 1990 yılın­da vefatın­­dan sonra Es-Seyyid Os­man Hulûsi Efendi Vakfı Mütevelli Heyet Baş­kanı olarak yürütülecek hizmetler Hamid Hamideddin Efendinin uh­de­­sine tevdi edildi.

Aynı zamanda ilçedeki birçok hizmet amaçlı derneğin (Darende İlahiyat Fakültesi Yaptırma ve Yaşatma Derneği, Endüstri Meslek Lisesi, Sağlık Mes­­lek Lisesi, Aşağı Ulupınar Merkez Camii Yaptırma Dernekleri gibi) baş­kanlığını yapmış ve bunlardan bazıları hâlen devam etmektedir.

Hamid Hamideddin Efendi, babası Osman Hulûsî Efendinin arzu ettiği halde ha­yatta iken gerçekleştiremediği birçok eserin yapılmasını hem kendisi azmederek hem de etrafındaki gönül dostlarını teşvik ederek kısa bir zaman içinde gerçek­leştirdi. Vakıf hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve her türlü sosyal faaliyetin genişletilmesi için gayretler gösterdi.

İnsanlığa Hizmetleri

Vakıf Mütevelli Heyet Başkanı olarak yapı­mına vesile olduğu hizmetlerden bazıları şunlardır:

  • Somuncu Baba ve Hulûsi Efendi Adına Sempozyumlar, Paneller ve Kültür Etkinlikleri düzenlenmesi.(1991-2019)
  • Arşiv Belgeleri Işığında Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Hz’nin hayatını anlatan eserlerin hazırlanması(1992-2013)
  • Darende İlahiyat Fakültesinin fizikî alt yapısının oluşturularak açılması (1993).
  • Darende Anadolu İmam-Hatip Lisesi ilave inşaatı (1994).
  • Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Külliyesi’nin restorasyon çalışma­ları (1990-2001)
  • Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Külliyesi Yeni Cami Bölümü İnşaatı(2009-2013)
  • Somuncu Baba ve Hulusi Efendi Müzesinin açılması(2005)
  • Darende Ulu Camiinin (1500 kişi kapasiteli) restorasyonu ve hizmete açılması (1994).
  • Tabiinden Abdurrahman Gazi Medişeyh Camii ve Türbe inşaatı (1997).
  • 500 kişilik Hulûsi Efendi Erkek Öğrenci Yurdu İnşaatı ve Açılması (1997).
  • 150 kişilik Ayşe Sıdıka Hanım Kız Öğrenci Yurdu İnşaatı ve Açılması (1998)
  • Ahmet Şemsettin Ateş Erkek Öğrenci Yurdunun Açılması(2008).
  • Dîvân-ı Hulûsi-i Darendevî’nin yeni baskılarının yaptırılması (1996-2006-2014).
  • Mektûbat-ı Hulûsi-i Darendevînin ilk baskısının yaptırılması (1996).
  • Şeyh Hamid-i Veli Camii Minberinden Hutbeler adlı Hulûsi Efendi’nin eserinin yayınlanması (1999).
  • Somuncu Baba Kütüphane Araştırma ve Kültür Merkezi’nin kurulması ve Darende ile ilgili çeşitli araştırmaların ve yayınların yaptırılması (2000).
  • 200 Yataklı Hulûsi Efendi Hastanesinin inşaatına başlanması ve hizmete açılması (2000-2006).
  • Kudret Havuzunun modern bir tesise kavuşturularak hizmete açılması (2001-2013).
  • Aşağı Ulupınar Merkez Camii inşaatının başlatılması.
  • Gedikağzı-Yavuzlar Hulûsi Efendi Camii inşası.
  • Balaban Abdurrahman Erzincanî yatılı kuran kursunun eğitime başlaması
  • Ülke genelinde binlerce yükseköğretim öğrencisine burs yardımlarının yapılması
  • Hulûsi Efendi ağaçlandırma sahaları oluşturularak çeşitli türlerde fidan dikilmesi ve hatıra ormanları oluşturulması.
  • Hasan Gazi Türbesi ve Şehitlik Anıtının yaptırılması (2005).
  • İstanbul Miniatürk’te Somuncu Baba Külliyesi maketine yer verilmesi(2011)
  • Aylık İlim Kültür Edebiyat ve tarih dergisi Somuncu Baba Dergisinin yayın hayatına başlaması(1994)
  • Nasihat Yayınları aracılığı ile yeni yayınların okuyuculara ulaştırılması
  • Hulusi Efendi Erkek Hafızlık Kur’an Kursu’nun Açılması ve Yüzlerce Hâfızın yetiştirilmesi
  • Hacı Fatma Tunç Kız Hafızlık Kur’an Kursu’nun Açılması(2016)
  • Yukarıulupınar İbrahim Yüksek Mescidi inşası ve hizmete açılması (2017)
  • Yurt içi ve yurt dışında binlerce aileye gıda paketi, alışveriş kartı, sıcak yemek ve kurban yardımlarında bulunulması
  • Dîvân-ı Hulûsi-i Dârendevî adlı eserin nesre çevirisinin yapılarak yeniden neşredilmesi
  • Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi’nin dîvânının rika hattıyla osmanlıca olarak yeniden yazılması ve neşredilmesi
  • Somuncu Baba Külliyesi avlusunda binlerce kişilik Hulusi Efendi İftar Sofralarının kurulması
  • Somuncu Baba Hazretlerinin adını yaşatmak adına her ilde Somuncu Baba Ekmeği Dağıtımının yapılması
  • Ülkemizin tanınmış hattat ve müzehhibeleri ile Dîvân-ı Hulûsî-i Dârendevî’den hüsn-i hat çalışmaları yapılarak hat sergilerinin açılması
  • Darende’de ve ülkemiz genelinde temsilciliklerin bulunduğu merkezlerde sebil çeşmeleri inşa edilmesi
  • Şeyh Hâmid-i Velî Somuncu Baba, Osman Hulûsi Efendi ve Darende’nin tanıtımı amacıyla; web sayfası, mobil uygulama, turizm haritası ve dijital tur sistemlerinin hayata geçirilmesi
  • Darende başta olmak üzere ülkemizin farklı şehirlerinde, gönüllülerimizin bir araya geldiği ve Vakıf hizmetlerinin organize edildiği sosyal tesislerin inşa edilmesi
  • Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi’nin Hacılar Şeyhli Mahallesinde bulunan doğduğu evin restore edilip müze olarak  açılması
  • Darende’nin Yazıköy Mahallesinde Hulûsi Efendi Câmii’nin inşa edilmesi ve ibadete açılması
  • Ahmet Özhan, Mehmet Emin Ay, Halil Necipoğlu, Ender Doğan ve Dursun Ali Erzincanlı gibi tasavvuf musikisi sanatçılarının Dîvân-ı Hulûsî-i Dârendevî’den ilahiler ve şiirler seslendirdiği albümlerin neşredilmesi
  • Somuncu Baba Dergisi, Nasihat Takvimi, Divan Radyo ve Divanı Hulusi isimli mobil uygulamaların hazırlanarak ücretsiz hizmete sunulması
  • Darende’nin Hacılar Şeyhli Mahallesinde yer alan Şeyhli Câmii ve Seyyidler Türbesi’nin restore edilerek ibadete açılması

 

Vakıf İnsanı

Hamid Hamideddin Ateş, milletine ve memleketine hizmet eden bir va­tanperverdir. Yapmış olduğu hizmetlerden dolayı, Diyanet İşleri Başkanlığı, İnönü Üniversitesi Rektörlüğü, Darende Kaymakamlığı, Darende Belediye Başkanlığı, Malatya ve Darende dernekleri, birçok kurum ve kuruluş tara­fından takdir, teşekkür ve şilt ile ödüllendirilmiştir.

O, vakıf ve aksiyon ada­mıdır. Çünkü nesebinin necipliği, aldığı terbiyenin gerektirdiği ve içindeki memleket sev­dası ile ilçeye ve çevresine gayet modern ve çağdaş hizmet­lerin kazandırıl­ma­­sına vesile olmuştur. Darende ile alâkalı her şey onu ilgi­len­­dirmektedir. İlçe ile ilgili bütün yayınlardan, bilgi ve belgelerden haber­dardır ve aynı za­manda güzel bir arşiv oluşturulmasını sağlamıştır. D

arende için yapılan her hizmette mutlaka bir katkısı vardır. Yahut bizzat onun ön­der­li­ğinde gerçekleşmiştir. Darende’ye gelen bütün yerli ve yabancı ziyaret­çiler, estetik ve mânevî bütünlüğün mecz edildiği Somuncu Baba Külliyesi’ni gezerken, proje ve tasarımdan, malzemenin seçimine kadar restorasyonun bir bütünlük arz ettiğini hemen fark eder.

Bu güzelliğin ve estetiğin sanatsal boyutlarını zihinlerinde canlandırarak, zâhirî güzellikler kar­şısında hayrete düşerler. Aslında burada görülen şey, hizmet aşkının ve gayretlerin samimiliğinin yansımasından başka bir şey değildir.

İlçenin yüz akı olan bu güzel hizmetlerin ve eserlerin meydana getiril­mesinde Hamid Hamideddin Ateş Efendi’nin yaptığı çalışmalar örnek bir hiz­met anlayışını sergilemiştir. Çünkü o, vatan sevgisinin imandan geldiğini bi­len ender şahsiyetlerdendir. Babasının ve ecdadının izinden yürümektedir.

Hiz­metler yapılacağı zaman gerekli teknik kişilerle görüşülür, konu hakkın­da gerekli araştırma ve incelemeler yapılır, mimar ve mühendisler tarafından projelendirilir. Hizmetlerin daha önceden planlanması ve programlanarak ya­pılması sağlanır. Teknik konuların muhakkak bu konuda uzmanlaşmış ki­şiler tarafından yapılması sağlanır. Sanatın ve sanat erbabı insanların onun ya­nında ayrı bir değeri vardır.

İlim adamlarına babası Osman Hulûsi Efendi gibi çok saygı gösterir ve önem verir. Cehaletle savaş için eğitim hizmetlerinin gelişmesi hususunda önemli gayretleri vardır.

Bütün insanlığa hizmeti, Allah(cc)’a hizmet kabul eden bir felsefeyi benimsemiştir. Her türlü hayrî ve sosyal hizmetleri devam etmektedir. Vakur kişiliği ile etrafına örnek olan bir şahsiyet, insan­ların ihtiyaçlarına göre projeler üreten bir düşünce mimarı, herkesi kucaklayan bir yelpazeye sahiptir.

Allah(cc) yaptığını güzel yapar, düsturuna göre, o yaptığı işleri en güzel bir biçimde yapmaya gayret etmiş, güzel olan şeyleri düşünmüş, güzel olan her şeyi Darende’ye getirmiş ve Darendelinin hizmetine sunmuştur. Ayrıca ilçenin dışarıya tanıtımı için büyük çalışmalar yapmıştır.[1]

Osman Hulûsi Efendi’nin İşareti

Osman Hulûsi Efendi, mahdumu Hamideddin Efendi’nin yetişmesine çok önem vermiş ve onun örnek bir şahsiyet olması için gayret etmiştir.

Osman Hulûsi Efendi vefat etmeden önce birçok defa kendi yerine hizmetleri yürütmek üzere oğlu Hamid Hamideddin Efendi’yi yetiştirdiğini ifade etmiştir. Şimdi konu ile alâkalı sohbetlerinden bazılarını aktaracağız.

1960 yılının güz aylarında Elbistan’ın Alişar Köyü’nden ziyarete gelen Mahmut Demir ve arkadaşları ile Darende’nin Gedikağzı Köyü’nden Mustafa Çetin’in de hazır bulunduğu bir sohbette dünyaya yeni gelen mahdumu bir kundak içerisinde sohbet ortamına getirilince Osman Hulûsî Efendi:

“Anadan doğma evliya görmek isteyen, Hamid’ime baksın, bizim tekkemizi bu bekleyecek.” diye buyurdu.[2]

Hulûsi Efendi’nin evlatlarını 1965 yılında Gürün’ün Suçatı Kasabasında birkaç gün misafir eden bir arkadaş anlatıyor:

“Hulûsi Efendi’nin mübarek evlatları Hamideddin Efendi 5 yaşlarında iken (yani 1965 yıllarında) Hamideddin Efendi, Ahmet Ağabey, Şefika Abla ve Münife Abla bir de onların halasının kızı Leyla Hanım Suçatı’da (Telin’de) 10 gün bizim evimizde misafir kaldılar.

Seyyidler döndükten sonra bizim evde değişiklikler oldu. Eve bir bereket geldi. Hiçbir tane kuzumuz yoktu. 6 ay sonra 150 tane davarımız oldu. 100 kovan arımız oldu. Biz o zamanlar bunun sebebini anlayamamıştık. Daha sonra anladık. Meğer evimizi teşrif eden Seyyidlerin bereketi imiş.”

1979 yılında Osman Hulûsî Efendinin Ankara’yı teşriflerinde bir sohbette “Sizden sonra hizmetlerinizi kim yürütecek?” şeklinde gelen bir suale cevaben Somuncu Baba’nın adı olan Hamid Hamideddin ismini koyduğu oğlunu kastederek “Hamid’imizi yetiştiriyoruz.” der.[3]

Hulûsi Efendi diğer çocuklarının yetişmesine de çok önem vermiş ve hayli gayret sarf etmiştir. Oğlu Ahmet Şemsettin Ateş’i yüksek tahsil için önce Ankara’ya daha sonra da İstanbul’a göndermiştir.

Hamideddin Ateş Efendiyi de dinî ilimleri tahsil etmesi için Elbistan’a ve daha sonra İstanbul’a gitmesini sağlamıştır. Bir gün Elbistan müftüsü olarak görev yapan medrese âlimlerinden merhum Ahmet Bilici Efendi, Hulûsi Efendi’nin ziyaretine gelir

“Mahdumunuz ilim öğrenmekle meşgul, mahdumunuzda ahlâk-ı Muhammediye var, iyice tahsil yapması için müsaade edin elimden gelen gayreti göstereyim.” der.

Hamideddin Efendi Hulûsi Efendi’nin müsaadesiyle yaklaşık bir yıl Arapça ve Kur’an-ı Kerim dersleri alır. Hulûsi Efendi oğlunun dinî ilimlerde tahsil görmesinden son derece hoşnut olarak şöyle der: “İnşallah Hamid’imi ecdadımıza hizmet etmesi ve yetişmesi için çalışıyoruz.”[4]

Hamideddin Efendi İstanbul’da bir süre Arapça ve Kur’an-ı Kerim dersleri aldıktan sonra Darende’ye döndüğünde Hulûsi Efendi çok sevinir ve “Oğlum diplomanı hemen al vazifeye başla” der.

Hamideddin Efendinin diploma almak için önceden hazırlanması ve Malatya İmam Hatip Lisesinin fark derslerini (1.,2.,3. sınıf) vermesi gerekmektedir. Sınavlar başlar ve çoğu dersten başarılı olur. O dönemde 2 ders kalır. Onlarda gereken başarıyı gösteremez ve Darende’ye döner.

Hulûsi Efendi oğlu Hamideddin Efendi döndüğünde derslerini sorar. O da: “Efendim iki dersten geçemedim.” der. Hulûsi Efendi hiddetlenerek: “Ben sana diplomanı bu yıl almanı söylemiştim, sen bu yıl geçemediğini söylüyorsun.” der. Hamideddin Efendi sükût eder.

Bunun üzerine Hulûsi Efendi oğlu Hamideddin Efendinin üzüldüğünü hisseder ve “Üzülme oğul Allah(cc) ke­rimdir, bu sene diplomayı ala­caksın.” deyince Hamideddin Efendi teselli olur. Aradan bir hafta geçtikten sonra Millî Eğitim Bakanlığı tarafından “Bu yıl iki dersten başarısız olanlara bir defaya mahsus olmak üzere hak tanındı.” diye açıklama yapar.

Hamideddin Efendi çok sevinir ve hemen babası Hulûsi Efendi sözü aklına gelir. Sebat ederek sınavlara hazırlanır, imtihanlara girip kalan derslerini de geçer ve diplomayı almaya hak kazanır. O sene iki dersten başarısız olan tüm öğrencilere bir daha sınava girme hakkı verilir ve bir yıl kaybı olmadan çoğu öğrenci bir üst sınıfa geçer.[5]

Ahmet Şemsettin Ateş anlatıyor:

“Bir gün evde ailece oturduğumuz bir zamanda Efendi Hazretleri ağabeyim Kemâl Efendiyi (o zaman Kemâl Ağabey hayattaydı), beni ve Hamideddin Efendiyi yanına çağırdı ve şöyle buyurdu:

“Evlatlarım derviş insanın dünyalık bir şeyi olmaz. Kitaplarımdan başka sizlere bırakacak bir mirasım yok. Kütüphanemin anahtarından üç tane yaptırdım. İşte sizlere irfan hazinelerinin anahtarlarını bırakıyorum. Kitapları okuyup sahip çıkın. Ölüm her an için hazırdır.” dedi o anda bizler çok duygulandık, gözyaşlarımızı tutamadık.”[6]

“Hamid’imizi Yetiştiriyoruz”

Bir başka hatıra da 1988 yılında Umre ziyareti vesilesiyle bulunduğu Mekke’de Osman Hulûsi Efendi oğlu Hamid Hamideddin Efendinin kemâlatından bahsederek şöyle der:

“Bizim neslimizin özelliği şudur ki, zâhirî ilmi biraz geç tahakkuk eder, amma zamanın âlimlerinin fevkinde olur.”

Eski Malatya Müftüsü merhum Molla Nurettin Öner Efendi, Osman Hulûsi Efendiyi Darende’deki evinde ziyaret edip kütüphanesini gezer ve çok etkilenir. Osman Hulûsî Efendiye hitaben:

“Bu kadar hizmetleri yürütecek ve sizden sonra bu kadar talebe ve kitapları koruyacak birisini yetiştiriyor musunuz?”

diyerek kaygılarını dile getirir.

Osman Hulûsi Efendi de:

“Çocukların yetişmeleri için gayret ediyorum. Onlara irfan mektebinin anahtarlarını bırakıyorum. İnşaallah benden sonra bu hizmetleri Hamid’im yürütecek” der.

Osman Hulûsi Efendi Darendeli gazeteci Emin Tatlıcı’yla yaptığı bir sohbette Hamideddin Efendinin yetişmesiyle alâkalı olarak: “Oğul, bende ne bilgi varsa onu ona aktarıyorum.” dediği ve hizmetlerin devamının Hamideddin Efendi maharetiyle yürütüleceğine işaret ettiği bilinmektedir.[7]

Bir gün Kangal emekli Müftüsü ve Sivas’ın saygın âlimlerinden merhum Mevlüt Sarıoğlu Darende’ye ziyarete gelir. Sohbet esnasında Osman Hulûsi Efendi şöyle der:

“Ecdâdımız Şeyh Hamîd-i Velî Hazretlerine ve ihvana hizmet etmek üzere Hamid’imin yetişmesi için çalışıyoruz, ikinci Hamid’i yetiştiriyoruz inşaallah.”

Çünkü birinci Hamid “Şeyh Hamid-i Velî’dir, onun da asıl ismi Hamid Hamideddin’dir. İkincisi kendi oğlu Hamideddin Efendidir.

Osman Hulûsi Efendi hizmet eden önder insanların birtakım zorluklarla karşılaştıklarını kendi hayatından örneklerle anlatır. Oğlu Hamideddin Efendinin de kendisi gibi hizmet ederken birçok sıkıntıyla karşılaşacağına işaretle bir sohbetinde şöyle buyurur: “Oğul neler çektik, neler!” Yanında bulunanlardan biri der ki: “Kimbilir Hamideddin Efendi neler çekecek.” Ona cevap olarak Hulûsî Efendi şöyle der: “Mecbur oğul, mecbur. Çünkü Cenab-ı Allah(cc) bir iyiyi yarattı, bir de fenayı yarattı ki, iyinin iyiliği fark olunsun diye.” derler.

Bu sözden anlaşılıyor ki, Hz. Peygamber(sav)’in temiz yolunu takip eden din ve tasavvuf önderleri iyiliğin sembolü, tarih boyunca bu yüce zâtlara karşı gelenler de kötülüğün sembolüdür. Ancak iyiliğin hakkıyla anlaşılabilmesi için kötülüğün de var olması gerekir. Hani atalar derler ya “Her şey zıddı ile kâimdir.”

Osman Hulûsî Efendi hastanede tedavi olduğu sırada bir gün şöyle der:

“Geçenlerde Sanat Okulunun toplantısı vardı. Ben gidemediğim için Hamid’imi gönderdim. Beşyüzbin lira da para verdim. Herkesten önce verirsin, teşvik olur, dedim. O toplantıda biz bulunmadığımız için evladımızı başkan seçmişler. Bunu duyunca çok memnun oldum. Çünkü bizim hizmetlerimizi o devam ettirecektir. Hamid’imin yetişmesini istiyorum.”

Osman Hulûsi Efendi 1990 yılının Ocak ayında söylemiş olduğu bu sözlerinden beş ay sonra da vefat ederler.[8] Bir dostunun ifadesiyle Hulûsi Efendinin dikmiş olduğu fidan şimdi bir ulu çınar hâline gelmiştir. Gönül dostları onun gölgesinde huzuru paylaşmaktadırlar. Başlanan ve yürütülmekte olan hizmetler aynen devam etmektedir.

Bütün insanlığa hizmeti, Allah’a hizmet kabul eden bir anlayışı benimseyen Hamid Hamidettin ATEŞ, hayrî hizmetlerine Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı olarak devam etmekte ve Vakıf medeniyetinin yaşatılması için özveriyle gayret göstermektedir.

Kaynaklar:

[1]        S.B.A.K.M. Arşivi, Röportajlar Dosyası, no: 9/137.

[2]        S.B.A.K.M. Arşivi, Röportajlar Dosyası, no: 9/134.

[3]        S.B.A.K.M. Arşivi, Röportajlar Dosyası, no: 9/135.

[4]        H. H. A. Aile Arşivinden.

[5]        H. H. A. Aile Arşivinden.

[6]        H. H. A. Aile Arşivinden.

[7]        Emin Tatlıcı, Darende Tanıtım Rehberi, Hacı Hulûsi Efendi ve Darende, Adana 2000, s. 29.

[8]        S.B.A.K.M. Arşivi, Röportajlar Dosyası, no: 9/136.

Önceki Halka

Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi (ks)

Detaylı Oku

Sıralı Liste

Altın Silsile

Detaylı Oku